5 Eylül 2011 Pazartesi

SANA GÜVENMİYORUM!

yok bi insana güvenmek bir ömür alırmış da o güvenin yıkılması 1 sn sürermiş de yok efendim güven çok önemliymiş felan.

ne alaka? ben saniye geçmeden bi insana güvenebiliorum mesela. ya da birine güvenimin yıkılması için bazen uzun yıllar geçmesi gerekiyor. genelleme yapmayın kardeşim, kişiden kişiye değişir.

ama yok susmuyor. bütün bir cuma ve ctesi ant içti bana zehir etmeye güzelim tatili. bak ne güzel deniz kıyısındaız, hava bulutlu ama olsun zaten ben güneşte kararıyorum marsık gibi. ayaklarımızı uzatmışız, sırtımızı birbirimize dayamışız, bi yerlerden ezginin günlüğü sarkıları geliyor kulağımıza.ohh diyorum, güzel len hayat aslında.

"neresi güzel mesela??" diye başlıyor. ne bilim güzel işte alla allaaa.
sen hep bölesin, bişi sölüosun ama neden sölediğini bilmiosundan başladı sana güvenmiyorumdan çıktı tek kişilik konuşmasında (monologmuydu neydi işte o ) . tek kişilik, çünkü ben agzım açık, yok artık mimiğimle sadece onu dinledim. beraber tatile çıkmıştık, yaklaşık 1 senedir birbirimizi tanıyorduk, ama nedense o haftasonu hiç üşenmedi ve ilişkimizi sorguladı, oysa ben tam tatil üşengeçliğimdeydim ve iki gündür değiştirmeye üşendiğim için aynı tişortü giyiyordum. sölediklerine tek cevabım ne alaka ya şimdi oldu hep. alakasızdı bana göre. ben sadece hayat güzel demiştim..

uzun konuşmasının ana teması bana güvenmemesiydi. ordan burdan bana güvenmemek için bisürü nedeni vardı. ama güvenmediği bi insanla evinden 280 km uzakta bi yere tatile neden gittiği konusunda bi fikri yoktu.
ona cevap vermemi bekliyordu ,çok beklerdi. arabanın anahtarlarını eline uzattım. o kadar üşengeçtim ki tek başıma eve dönemezdim. kalk, gidiyoruz dedim.

güvenmediği bi insanla 280 km yolu geri döndü ve gece de onunla aynı evde kaldı. sabah tek kelime etmeden hırsımızı peynirden domatesten alarak kavga eder gibi kahvaltı ettik. ben sinirliydim, tatilim yarıda kesilmişti. o gergindi. benden hiçbir cevap alamamıştı. tişortünü ters giymişti ama bana güvenmediği için sölemedim. çıkar tişortünü çamaşır yıkıcam dedim onun yerine. gitti çıkardı. ters giymişim ben bunu dedi. evet dedim.
1 senenin sonunda son konuşmamız bu oldu.

"birine güvenmek isteyince insan karşıdaki yalancı çoban da olsa onu dünyanın en güvenilir insanı yapar. "
böle yazmışım o tarihte ajandama. ben yalancı çoban değildim. neydim ben??

mayıs-2010. 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder